BASIN AÇIKLAMASI


14 MAYIS ECZACILIK GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI  

 

Bugün 14 Mayıs, eczacılık eğitimi veren fakültelerin temeli sayılan eczacılık sınıfının 1839 yılında açılarak, Türkiye’de bilimsel eczacılığın başlatılmasının yıldönümü. Eczacı Odalarımız, Eczacı kooperatiflerimiz, geleceğin eczacılarını yetiştiren Eczacılık Fakültelerimiz ve 30 bin meslektaşımız ile birlikte bilimsel eczacılığın 173. yılını kutlamanın sevincini yaşıyoruz.  Bu uzun zaman diliminde ilaç ve eczacılık alanında tüm değişimlere rağmen “halk sağlığının korunması”, meslektaşlarımızın temel görevi olmuştur. Bizler bugünün Türkiye’sinde yaşadığımız tüm sorunlara ve sıkıntılara rağmen; tarihsel mirasımız, toplumsal misyonumuz ve gelecek vizyonumuz ile insan yaşamına ve sağlığına hizmeti en temel ilke kabul eden böylesine kutsal bir mesleğin mensubu olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz.

 

Bilimsel eczacılığın 173. Yılında sağlık sektörünün ve mesleğimizin yaşadığı sorunlar son birkaç yıldır olduğu gibi katlanarak artmaya devam etmektedir. Bugün sağlık hakkının kullanımını belirleyen sağlık politikaları tamamen tasarruf üzerine kurulmuştur.

Sağlıkta tasarruf adı altında yapılan tüm değişikliklerin getirdiği ağır yüklere rağmen, eczacınız bu hizmetin sürdürülebilirliliğini sağlamak için özveri ile çalışmaya devam etmektedir. Maalesef bu özveri karşılık bulmamakta, biz eczacılar sağlık otoritesi ve ilaç sanayi tarafından sürekli olarak yalnız bırakılmakta ve yıpratılmaktayız. Bilindiği üzere kamu, sağlık harcamalarını önceden planladığı “global bütçe” denilen bir kaynak üzerinden yapmaktadır. Fakat bu öngörü bir tahmini bütçe asla değildir. İçine sanayinin, eczacının, hatta hastanın sığması zorunlu tutulan, çerçevesi son derece sert bir yapıdır. Üçer aylık dönemlerde yapılan kontrollerde, giderlerde artış eğilimi görülürse kamu kurum ıskonto oranları tekrar artırılmakta ve tek taraflı baskıcı bir metot ile sistem hizaya sokulmak istenmektedir. Kasım ayında yaşanan kamu ıskontosunun yükseltilmesi sonucu eczacının bir gecede kaybettiği 142 milyon TL aradan geçen altı aylık süreye ve çalışma bakanının verdiği sözlere rağmen hala telafi edilmedi.

Henüz bu yara sarılmadan Yunanistan’da yaşanan fiyat indirimlerine bağlı olarak yeni bir indirim dalgası söz konusu. Bu indirimlerde temel sağlık hizmetlerinin önemli bir halkası olan, her defasında doğrudan ve çok derinden etkilenerek mağdur olan eczacıların sübvanse edilmemesi, ilaç ve sağlık sunumunun kesintiye uğramasına neden olacaktır. Bu günlerde SGK ve sanayi arasında önümüzdeki dönemin Global Bütçesini belirlemek üzere görüşmeler başladı. Sağlığa ve ilaca harcanan parayı kara delik veya açık olarak görmeden, sistemin devam edebilmesine yetecek, yerli ilaç sanayinin de yok olmadan yaşamasını sağlayacak doğru bir global bütçe rakamının belirlenmesi tüm toplum için son derece hayatidir. Görüşmeleri dikkat ile izliyoruz. 

 

İnsan sağlığı ve bedensel bütünlüğü en kutsal değerdir. Bu değerler için 1. Basamak sağlık hizmeti sunan eczacıların ve eczacının sunumunu yaptığı ilacın yeri son derece önemlidir. Fakat kaliteli ve doğru sağlık sunumunu yerine, sağlık alanında tasarrufu ön planda tutan politikalar, tüm dünyada ve ülkemizde her geçen gün daha çok hakim olmaktadır. Bugün kanser, lösemi, diyabet vb. önemli hastalıklarda kullanılan pek çok ilaç, yüksek fiyat indirimleri ve ıskonto artışları nedeni ile firmalarca piyasaya verilememektedir. Bunun yanı sıra; hastanın sağlık hizmeti alırken cebinden ödediği pay her geçen gün artmaktadır. Hastalar ödedikleri katılım payına ilave olarak SGK’nun uygulamaları nedeni ile resmi reçete ile aldıkları pek çok ilaca, fiyat farkı ödemek zorunda kalmaktadır. Bunlara ilave olarak hastalardan bir de muayene ücreti tahsil edilmekte ve bu tahsilat hala eczacılara yaptırılmaktadır. Neredeyse ilaç ücreti kadar yüksek bedeller tutan ve aslında bizim işimiz olmayan muayene ücretini hastalarımıza izah etmek zorunda kalmaktan, asli işimiz olan ilaç ve sağlık danışmanlığını yapamaz durumda olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Bu arada Kurum pek çok ilacı geri ödeme kapsamı dışına almaktadır. Hastalar geri ödeme kapsamı dışında bırakılan ilaçlara ancak kendi maddi imkânları doğrultusunda ulaşabilmektedir. Bu uygulamaların önümüzdeki süreçte daha da artacağı ortadadır.

Tüm bu sorunların yanında, bizleri yakından ilgilendiren önemli ve olumlu olan bir gelişme var. Meslek örgütü olarak, yaklaşık yirmi yıldır beklediğimiz, 6197 sayılı “Eczacılar Ve Eczaneler Hakkındaki Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Öngören Taslak” nihayet yasalaşmak üzere. Alt komisyondan ve sağlık komisyonundan geçti, şimdi yasa taslağımız meclis gündeminde, yarın görüşülmesini bekliyoruz. Her ne kadar gecikmiş de olsa, yasanın tamamı yerine, sadece 9 madde de değişse, yasamızın güncellenmesi bizler için çok önemli. Bu sayede açılacak eczanelere, 3500 kişiye bir eczane olacak şekilde nüfus sınırlaması gelecek, yardımcı eczacılık, ikinci eczacılık gibi tanımlar hayata geçecek. Eczacılığın yasal tanımı değiştirilerek günümüz eczacılık anlayışına uygun olarak güncellenecek. Tüm bunlar bizler için önemli değişikliklerdir. Özellikle nüfusa göre sınırlamanın, alt yapısı ve eğitim kadrosu oluşturulmadan, kontrolsüzce açılan eczacılık fakültesi sorununa olumlu yönde katkı yapacağına inanıyoruz. Odamızın da komisyon çalışmalarında katkı verdiği, yasa taslağımızın meclis gündeminden bir an önce geçmesi tek arzumuzdur.

Tüm olumsuz koşullara rağmen meslek örgütü olarak bizler, bir yandan eczacının yukarıda saydığımız ve sayamadığımız pek çok sorununa çözüm sağlamaya çalışırken diğer yandan toplumsal projeler üretmeye, sağlık ile ilgili farkındalığı artıracak çalışmalar yapmaya devam etmekteyiz. Bu kapsamda bu yıl 12 Mayıs Cumartesi günü “eczacılarla sohbet günü” düzenleyerek halkımızla buluştuk. Odamız üyesi 50 eczacı gün boyu halkımızdan gelen sorulara cevaplar verdiler. Doğru ilaç kullanımından vitaminlere, anne bebek ürünlerinden zayıflama ürünlerine, dermokozmetiklere kadar, yani uzman olduğumuz, yıllarca eğitim aldığımız konularda bilgilerimizi paylaştık. Buradan tekrar dile getirmek istiyorum; ilacın ve ilaç dışı tüm sağlık ürünlerini temin etmek ve doğru danışmanlık hizmeti almak için güvenilir adres eczanelerdir. Çok yakında eczanelerden ihtiyaç duyulan tüm medikal ve ilaç niteliğindeki tüm tıbbi bitkilere, bitkisel droglara ulaşılabilecektir. Böylece halkımız medikal ve tıbbi ürünler için çok güvenli bir hizmeti eczacısından alabilecektir.

Son olarak, tüm meslektaşlarımızın 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü’nü kutluyor;  halkın gözü kulağı olarak ilaç ve eczacılık alanındaki gelişmeleri dikkatle izleyip, toplumu doğru bilgilendirmemize aracılık eden ve bizlerden desteğini esirgemeyen değerli medya mensuplarına bir kere daha teşekkür ediyoruz.

 

Siz değerli medya mensuplarına ve tüm halkımıza sağlıklı günler diliyoruz.

                                                                                                                 

      

Mersin Eczacı Odası

    Yönetim Kurulu Başkanı

      Ecz. Hüseyin ŞİMŞEK